Salı, Mart 19, 2024
spot_img

2023 Seçimlerine Doğru O Olmazsa Olmaz: Halkın Katılımı

Salgının yavaşlaması ile birlikte hizmet talebi artınca, amiyane tabirle takke düştü, kel göründü. PARAN KADAR SAĞLIK yalın gerçeği su yüzüne çıktı. Parası olan özele koşup işini gördü, olmayan ise hortlayan poliklinik kuyruklarının sonuna eklendi.

24-26 Haziran 2022 tarihlerinde Türk Tabipleri Birliği’nin 74. olağan genel kurulundaydık. Merkez Konseyi oldukça kapsamlı bir sunum ile yapılan çalışmaları aktardı. Keza konseyin yanı sıra çok sayıda kurulmuş olan kolların çalışmaları da yansıtıldı. Tüm bu çabalar yerinde olmakla birlikte önemli bir eksiklik içeriyordu. Çalışmalarda hekimler, akademisyenler, sendikacılar, siyasiler vardı, ancak halk yoktu.

Ve ekoloji mücadelelerinin içerisinde yer alan bizler çok iyi biliyoruz ki, eğer halk yanınızda yoksa, mücadelenizde sonuç almanız mümkün değil. Bu temel gerçeği en iyi bilen kişilerin başında ülkenin kurucusu Mustafa Kemal Atatürk geliyor ki, kurduğu partinin ismini “Halk Partisi” koymuş. Halkın iktidarını hedeflemiş. Partinin şimdiki kadrolarının bunun anlamının ne kadar farkında olduğu da başka bir büyük mesele.

Artık bir yıldan az bir süre kalan 2023 genel seçimleri, her açıdan büyük önem taşıyor ve yirmi yıllık bir iktidarın her yönden değerlendirilmesinin yapılması gerekli.

Sağlık alanı iktidarın özel önem verdiği ve halk karşısında bir ölçüde kendisini meşrulaştırdığı alanlardan bir tanesi. Özellikle iktidarın ilk yıllarında gerçekleştirdiği kamu hastanelerin birleştirilerek tek elden hizmet vermesi, sigara yasakları ve aile hekimliğine geçiş, halk tarafından kabul görmüş ve desteklenmiş uygulamalardı. Son yıllardaki kurulan şehir hastaneleri de yüksek maliyetlerine rağmen, salgın döneminde artan yataklı hizmet ve yoğun bakım hizmetlerinin karşılanmasını sağlayarak kabul gördü.

Salgının yavaşlaması ile birlikte hizmet talebi artınca, amiyane tabirle takke düştü, kel göründü. Sağlık kuruluşlarının birbiriyle koordineli olarak çalışmadığı, kamu hastanelerinin içinin boşaltıldığı, sevk ve randevu sisteminin rafa kaldırıldığı, ilaç temininde ciddi sıkıntıların belirdiği, PARAN KADAR SAĞLIK yalın gerçeği su yüzüne çıktı. Parası olan özele koşup işini gördü, olmayan ise hortlayan poliklinik kuyruklarının sonuna eklendi.

Ve tüm bunların sonunda halk sesini yükseltmeye başladı. Elbette önce karşısında kim varsa ona ki, sağlık çalışanlarına yönelen sözlü ve fiziksel şiddetin ana nedeni de hizmette yaşanan bu gerileme ve tıkanıklık.

Öte yandan başta hekimler olmak üzere sağlık çalışanları da, yüksek enflasyon ve çarpık performans sistemiyle gerileyen ücretlerinde iyileştirme talebi ile sesini yükseltmeye başladı.

Şimdi öyle bir döneme giriyoruz ki, cumhuriyetin 100. yılında geleceğe ışık tutmak üzere; adalet, eğitim ve güvenlik gibi kamuya ait tüm alanların masaya yatırılması gibi, sağlık hizmetlerinin her boyutu ve düzeyinin de sorgulanması gerekiyor. Ve bu sorgulamayı kendimiz çalıp kendimiz oynayarak değil, hizmeti alan halkın katılımı ile birlikte yapmamız önemli olan. Nasıl bir Adalet? Nasıl bir Eğitim? Nasıl bir Güvenlik? Nasıl bir Sağlık?

Halk düzeyinde bir sorgulamayı ancak ilçe düzeyinde yapabiliriz. Dolayısıyla sorgulamaların hedefi ilçe düzeyinde sağlık kuruluşları ve bu kuruluşların yönetimleri olmalı. Halk neden memnun, neden memnun değil? Ne yapılmasını istiyor, bu istek ne kadar doğru ve ne kadar mümkün?

Elbette bu sorgulamaların ışığında bir sonraki düzey olarak, il ve ülke geneli düzeyinde de benzer sorgulamaların yapılması gerekecek.

Daha da önemlisi bunu sadece meslek kuruluşları, sendikalar ve sivil toplum kuruluşlarıyla değil muhalif olan tüm partilerin katılımı ile yapmak ki, hem seçime yönelik politikaların oluşumuna katkı sağlayalım, hem de seçim sonrası hizmeti yürütecek kadroların oluşumuna.

- Advertisement -

Bir Cevap Yazın

1,932BeğenenlerBeğen
12TakipçilerTakip Et