Cumartesi, Nisan 20, 2024
spot_img

Afganistan’da Suikast

ABD’nin Afganistan’da bir sivil hedefe saldırarak cinayet işlemesine şaşırdığımı söyleyemem. ABD kendine yakışanı yapıyor. Ama bu cinayet karşısında suskun kalan dünya kamuoyunun tepkisizliği beni ürküttü, hepimizi ürkütmeli.

Adamı uzaktan takip ediyor, evinin yerini öğreniyor, ne zaman balkona çıktığını, orada ne kadar süre kaldığını tespit ediyorsunuz ve ardından bir insansız hava aracının ateşlediği roketlerle öldürüyorsunuz. Bu eylemin adı nedir? Suikast! Oldukça profesyonel bir şekilde yapılmış olsa da eylemin adı değişmiyor…

Kimler suikast eylemine girişir? Terör ve mafya örgütleri! Ender olarak bireysel düşmanlıklar veya akıl ve kişilik bozukluklarından mustarip kişiler de suikast düzenleyebiliyorlar.

-Peki ya devletler suikast eylemi düzenleyebilir mi?

-Ne saçma soru, elbette ki hayır!

-Devletler neden suikast düzenlemezler?

-İhtiyaç duymazlar, bir! Ulusal ve uluslararası düzenlenmiş yasalara uymak zorundadırlar, iki! Bir kişinin başkalarına, kurumlara ve hatta kendisine zarar verdiğini veya vereceğini öngören devlet kurumları o kişiyi yakalamak, sorgulamak, mahkeme karşısına çıkarmak ve yargılanmasını sağlamak zorundadır. İnsanlık tarihinin 10 bin yıllık mirası, Hammurabi kanunlarından, Roma yasalarından, İslam hukukundan, şeriat ve engizisyondan, Platon’un Nomoi adlı eserinden, Tolstoy’un Diriliş, İvo Andriç’in Drina Köprüsü ve Kafka’nın Dava romanlarından, Emile Zola’nın Dreyfus Davası üzerine yazdıklarından ve adını sayamadığım binlerce aydınlık aklın milyonlarca sayfada yazdığı devasa birikimden beslenir. Günümüzün adalet uygulamaları tek kişinin iki dudağından çıkan kararlardan, dini argümanlardan, nefret dilinden, intikam dürtüsünden ve kısas türünden cezalandırma yöntemlerinden binlerce yılda arınmış, arınmaya devam etmektedir. Ve…

ABD Başkanı Joe Biden, 1 Ağustos 2022 günü canlı yayımlanan televizyon konuşmasında “El Kaide lideri Eymen El-Zevahiri, Afganistan’da insansız hava aracından (Drone) ateşlenen iki roket ile öldürüldü. Adalet yerini buldu ve bu terörist lider artık yok” açıklamasını yaptı. Biden, eylemi “dikkatle planlanmış” ve “tam bir başarı” olarak överek, CIA tarafından düzenlenen saldırı için yetki ve emir verdiğini söyledi.

 

el kaide
El Kaide lideri Eymen El-Zevahiri’nin öldürüldüğü ev. Kaynak: CNN World.

Biden, canlı yayın sırasında Beyaz Saray’daki Mavi Oda’nın balkonunda tek başınaydı, arka planda ABD başkentinin akşam yoğun trafiğinden gelen motor ve korna sesleri duyuluyor ve George Washington Anıtı görülebiliyordu[i].

ABD Başkanı Biden, düzenlenen suikasti “11 Eylül 2001 saldırılarında ölenlerin ailelerine adadığını” söyledi. Almanya’da yayınlanan taz Gazetesi muhabiri Dorothea Hahn, Biden’ın konuşmasını “dini bir görevi, millet için kutsal bir vaadi” yerine getirir gibi yaptığını yazmış köşesinde[ii]; bilgece bir değerlendirme.

biden
Kaynak: abc News

Dünyanın dört köşe bucağındaki basın yayın organlarında ABD’nin gerçekleştirdiği bu eylem bir başarı öyküsü olarak tanımlanmış, yorumlanmış. ABD’nin en sıkı karşıtları veya Avrupa’nın hukuk ve adalet havarileri bile bu saldırıyı kınamak yerine sessiz kalmayı tercih etmiş görünüyorlar. Devletlerin suikast düzenleyemeyeceğini, bunun uluslararası hukuk normlarına aykırı olduğunu iddia eden az sayıdaki görüş sahibinin sesleri sert biçimde bastırılmış. Saldırıyı savunanların argümanları çok kısaca şu şekilde açıklanabilir:

“ABD, terör örgütü El Kaide ile savaş halindedir. Bu nedenle örgüt lideri Eymen El-Zevahiri sivil değil askeri bir hedeftir. Örneğin Ukrayna, Rusya Devlet Başkanı Putin’i bir drone saldırısı ile öldürse bunun adı suikast olmaz çünkü Putin askeri bir hedeftir.”

Yukarıdaki argümanın yani El-Zevahiri’nin askeri hedef olduğu iddiasının “zekice” olduğunu kabul edebilirim ama bu argüman çok tehlikeli bir hukuk enstrümanı olarak kullanılmaya açıktır. Tehlikeli çünkü bu tez El Kaide gibi örgütlere “savaşılabilir, pazarlık edilebilir taraf” olarak ulus statüsü veya asgari müştereklerde buluşulabilmeyi vaat eden siyasal bir strüktür vermeyi gerektirir. Daha da önemlisi uluslararası hukuk, zekice bir mantık oyunuyla ketenpereye getirilmiş, ABD’nin uluslararası kural ve norm tanımazlığına kurnazca kılıf yapılmıştır. Üstelik ABD, “askeri hedef” zokasını dünya kamuoyuna yutturmayı başarabilirse, her türden siyasal hasmını ortadan kaldırmanın yöntemine sahip olur. Nedir; Biden yaptığı açıklamada El-Zevahiri’nin yakınlarının, akrabalarının yaralanmadığını açıkladı! (Adamın balkonuna iki roket atıyorsunuz ve içerdekilerden hiçbirinin yaralanmayacağına emin oluyorsunuz. Ne kadar akıllı roketmiş bu!) ABD’nin askeri hedeflere yaptığı saldırılarda sivillerin zarar görmemesine özen gösterdiğini duydunuz mu hiç!

Altının kırmızıyla çizilmesini gerektiren bir husus daha var: El-Zevahiri’nin öldürüldüğü ülke Afganistan… ABD birliklerinin Afganistan’dan çekilmesinin üzerinden bir yıl geçti. ABD hem Afganistan’a hem de Dünya kamuoyuna bir mesaj veriyor: Askerlerimizi çekebiliriz ama gözlerimiz, ellerimiz roketlerimiz üzerinizde olacaktır![iii]

Yazıma son noktayı koymadan önce şunu belirtmek isterim: ABD’nin Afganistan’da bir sivil hedefe saldırarak cinayet işlemesine şaşırdığımı söyleyemem. ABD kendine yakışanı yapıyor. Ama bu cinayet karşısında suskun kalan dünya kamuoyunun tepkisizliği beni ürküttü, hepimizi ürkütmeli.

 

DİPNOTLAR

[i] https://taz.de/Al-Qaida-Chef-in-Afghanistan-getoetet/!5872200/

[ii] https://taz.de/Al-Qaida-Chef-in-Afghanistan-getoetet/!5872200/

[iii] Taliban suikast sonrası yaptığı açıklamada El Zevahiri’nin Afganistan’da olduğundan habersiz olduklarını söyledi. İnanmak serbest, bence Taliban doğru söylemiyor, El Zevahiri’nin Kabil’de olduğunu bilmiyor olamazlar.   https://www.digitaljournal.com/world/taliban-say-no-information-about-al-qaeda-chief-zawahiri-in-afghanistan/article

 

 

Bir Cevap Yazın

4,573BeğenenlerBeğen
2,371TakipçilerTakip Et
9,078TakipçilerTakip Et
[td_block_10 limit="6" custom_title="YAZARIN DİĞER YAZILARI" autors_id="10"]