Perşembe, Nisan 25, 2024
spot_img

Soma’da Son Celse: Devletin Adaleti

Adalet. Türkiye gündemi son yıllarda bu kelimeyi hayatın her alanında, her direnişte, her mücadelede daha çok duyar oldu. Adalete hava kadar su kadar ihtiyaç duyulan bu günlerde kadınlar, mücadelenin ön saflarında yer aldılar. Mukavemet olarak adalet dosyasında “adalet arayan kadınlar” serisi ile direnen kadınların verdikleri mücadeleye mercek tutacağız.

“Adalet arayan kadınlar” röportaj serisinin ilkini bugün sona gelinen, 301 madencinin katledildiği ve katliama sebep olanların 5 yıl cezaevinde yatarak “kurtuldukları” Soma’da 39 yaşındaki eşi Erdoğan Köse’yi yitiren Gülfidan Köse ile dava henüz sonuçlanmadan önce gerçekleştirmiştik. Köse 7 yıl süren hukuk mücadelesi ışığında hukuk sistemi, sistemin adaletine ilişkin sorularımızı işte böyle yanıtladı…

Yıllardır verilen hukuk mücadelesinde gelinen noktada eşiniz dâhil 301 insanı öldürenlerden sorumlu olanların bir kısmının hiç cezalandırılmaması bir kısmının ise 3-5 yıl ile kurtulduğu noktaya doğru gidiyor. Yine de her şeye rağmen bu hukuk sisteminden adalet çıkmasını bekliyor musunuz?

Emek verdim emeğimin karşılığını alamadım. Belki vicdanlı bir hâkim veya savcı çıkar işin rengini değiştirir. Vicdanlılar var ama onlarda susturuluyor…

Mücadele etmekten yorulduğunuz oldu mu? 

Mücadele etmekten yorulmadım. Zaten kendi içimde mücadele duygusu olduğu için seve seve gidip takip ettim, mücadelemi sürdürdüm, sürdürmeye de devam edeceğim.

Tutuklular çıkması hakkında ne düşünüyorsunuz?

Çıktılar ama bunlara dâhil elimden gelen hukuk mücadelesini verip adaleti bulana kadar devam edip ceza almalarını istiyorum. Yedi kişiden savunmasının alınması bize üzüntü verip, psikolojimizi bozdu. 301 kişinin adaletinin bu olmaması lazımdı. Değerlerinin bu kadar olmaması lazımdı. İster istemez üzülüyoruz. Hukuk mücadelesini elimizden geldiği kadar sürdürmeye devam edeceğiz.

Devlet tarafından özel şirketlere devredilmiş güvencesiz, denetimsiz bir madende devlet bürokrasisine dokunmanın gölgede kaldığı, ana davadan koparıldığı bir yargılama süreci geçirdiniz. Çabalarınız devletin yargısının adil davranması, bazen devlete rağmen devletle mücadele ettiğinizi düşündünüz mü?

Düşündüm. 4 yıl mahkememize gittik mücadelemizi sürdürdük hukuk mücadelemizde devlet hep karşımızdaydı. Çünkü devlet karşımızda olmasaydı, onun baskı sistemi olmasaydı, onun emiri olmasaydı adaletin olduğuna, ceza alacaklarına inanıyordum.

Bu adalet arama süreci bir tarafıyla sizi politikleştirdi. Bu süreçte hiç böyle olduğunu düşünmedim dediğiniz sizi fikren dönüştüren bir şey oldu mu? Toplumsal olaylara bakış açınız değişti mi?

Evet değiştirdi. 301 kişi katledildi, eşimi de kaybettim. Haksızlığı, adaletsizliği yaşadım. Bunlar beni değiştirdi, olaylara daha duygusal yaklaşmamı sağladı. Ermenek faciasında kendi acımı ve adaletsizliği gördüm. Bize bu açıdan çok katkısı oldu.

Bu korkunç katliam yaşadığınız ülkenin, toplumun, sistemin hangi yüzüyle karşı karşıya getirdi?

Katliamda en kızdığım Soma halkı, belediyesinin 301 madenciye hiç sahip çıkmaması, hiçe saymasıydı. İnsanlar vaat ettiği yardımların bazılarını yerine getirmediler. Öfkelendiğim çok oldu ama öfkelenmediğim de insanlar oldu. Bizim 7 sene hukuk mücadelemizde yanımızda olan Sosyal Haklar Derneği, hukuk mücadelesi veren insanlar, diğer örgütler yanımızda oldu. Onların dayanışmasıyla onların bu gücüyle buralara geldik. Yalnız olsaydık onlar bizi bu kadar bilgilendirmeseydi, yol göstermeseydi biz kendimizi buralara getiremezdik, bilgi sahibi olmazdık. Bu şekilde iyilikler gördük.

Bu dava sizce nasıl sonuçlanır?

Pekiyi bir şekilde adalet çıkacağını beklemiyorum. Sistem belli. Baskı var, hâkim değiştirilmesi var, biz bunları yaşadık, ellerinden geleni yaptılar… Savcımız değişti, hâkimimiz değiştirildi, bize hakaret edildi her şeyle karşılaştık. Ama yine de yılmadık, yılmıyoruz. Yaşadığımız sürece mücadelemize devam edeceğiz sonuna kadar. Doğrusu bu süreçten iyi bir sonuç beklemiyorum ama yine de inanarak davaya gideceğim sonuna kadar peşini bırakmayacağım.

İlk gün bizi mahkeme salonuna sokmadılar biz kendi davamıza girebilmek için dövüşe dövüşe girdik, bu zorlukları gördük. Polislerle karşı karşıya gelmeyi gördük. Salondan kovulmayı gördük. Eylemlerimize karşı çıkılmasını gördük. Çok zorluklar gördük. Onlar öyle yaptığı sürece yılmadık daha da güçlendik. Türkiye’nin dört bir yanına herhangi bir kazayla karşılaşıldığında hiçbir şeyden korkmasınlar hukuk mücadelesini versinler. Elbet bir gün inandıkları zaman güçleneceklerini, adaleti bir gün bulacaklarına inanıyorum.

Bir Cevap Yazın

SON YAZILAR