Ukrayna’nın 4. Cumhurbaşkanı Viktor Yanukoviç, Avrupa Birliği ile Ukrayna arasında yapılması planlanan ortaklık anlaşmasını 21 Kasım 2013 tarihinde reddetti. Yanukoviç, Rus oligarklarının[i] baskısını kaldıramamış, Rusya ile yürütülen ticaretin baltalanmasını göze alamamıştı. Halkın tepkisi sertti, Yevromaydan[ii] olarak tanımlanan protesto dalgası başladı ve yayıldı. Gösterilerin ikinci haftasında, 8 Aralık 2013 günü Kiev’deki Lenin heykeli protestocular tarafından yıkıldı; heykeli yıkan protestocular devrik Lenin heykeli önünde Ukrayna milli marşı okudular. Protestolar ayaklanma halini alınca, 2014 Şubat ayında Cumhurbaşkanı Viktor Yanukoviç başkent Kiev’i terk ederek Rusya’ya sığındı. Yanukoviç hükümetinin düşmesi üzerine Rus etnik kökenlilerin yaşadıkları Donbass bölgesindeki Odessa, Kharkiv, Donetsk gibi şehirlerde protestolar başladı ve yeni hükümete karşı ayaklandılar. Çatışmalar 2014 yılı boyunca “iç savaş” görüntüsüne büründü; her iki taraf da sivillere yönelik soykırım yapıldığını iddia etti. Avrupa Güvenlik ve İş Birliği Teşkilatı (AGİT) arabuluculuğu ile 5 Eylül 2014 tarihinde Minsk kentinde, Rusya ve Ukrayna arasında ateşkes protokolü yapıldı[iii]. Minsk protokolü savaşı durduramayınca 12 Şubat 2015’te Minsk II adlı yeni bir “paket” devreye sokuldu. Minsk protokolü çatışmaları tümüyle engellemese de üzerinde mutabakat oluşturulabilecek bir anlaşma metni ortaya koyulmuştur.
Vladimir Putin, Minsk protokolü hükümlerine aykırı olarak 21 Şubat 2022 tarihinde Dombass bölgesinde yer alan Donetsk Halk Cumhuriyeti ve Lugansk Halk Cumhuriyeti’ni tanıdığını ilan etti. Putin, Minsk protokolünün önce Ukrayna tarafından ihlal edildiğini açıkladı[v]. Putin açıklamasında Ukrayna’nın protokole aykırı olarak Dombass bölgesindeki Rus etnik kökenlilere soykırım yaptığını, ellerinde nükleer silahlar bulunduğunu ve NATO’ya dahil olmaya çalışarak Rusya’nın güvenliğini tehdit ettiğini ileri sürdü.
GİRİŞ
Yukarıda mümkün olduğunca özet olarak “Ukrayna” gündeminin ana hatlarını çizmeye çalıştım. Bu girişin ardından “savaşın” jeopolitik, stratejik, askeri, ekonomik neden ve sonuçlarıyla devam etmeyeceğim. Her zaman olduğu gibi emekli general ve büyükelçiler, laf ebesi gazeteciler, söylediği cümlenin başını unutan politikacılar, en çok da her şeyi “bilirimci” malumatfuruşlar TV ekranlarında, sosyal medya sayfalarında boy göstererek savaşla ilgili “bilgi açlığımızı” gidermeye çalışıyorlar. Ben bu yazımda Rusya- Ukrayna “savaşını” tasavvur etmemiz için bilinçli olarak önümüze konan argümanların perde arkasında kalmış anekdotları ve kültürel kodlarımızın içine sinmiş bilgi kırıntılarını sizinle paylaşacağım. Yazının “sonuç” bölümünde ise puzzle parçacıkları gibi yazdıklarımı birleştirip tabloyu benim nasıl gördüğümü ve yorumladığımı açıklayacağım. İlginizi çektiyse buyurun başlayalım.
TÜRKİYE’DE PUTİN
Putin ülkemizin yabancısı değil, 2015 yılı Kasım ayında bir Rus gazeteci, Putin’e ait olduğunu sandığı bir cümleyi sosyal medya hesabında paylaştı:
“Teröristleri affetmek Tanrı’ya kalmış, onları Tanrı’ya göndermekse bana…”
Bu cümle Putin’e ait değildi ve gazeteci özür diledi. Ancak ülkemiz sosyal medyasına özür kısmı değil “teröristleri Tanrı’ya gönderen, belden yukarısı çıplak olarak kaplana binmiş Putin” imajı geldi. Anlaşılan fiyakalı, karizmatik ve buram buram güç, iktidar ve kan kokan Putin’i “sevmiştik”. Aşağıda verdiklerim ve benzeri binlerce mesaj sosyal medyamızı işgal etti.
“Adam doğruyu söylüyor allah affeder ben affetmem diyor niye zorunuza gidiyor”
“putin hep gerçekleri söyler allah onu gerçekleri söylesin diye programlamış”
“Yakışır kardeşime yürü be”
“o biliyor kimi allahın huzuruna çıkaracağını”
“Keşke bizim ülkemizin devlet başkanı olsaydı şu an”[vi]
Tesadüf bu ya, “teröristleri Tanrı’ya gönderen Putin” gündemi daha yeni soğumuştu ki bir Rus jeti Türkiye’nin “hava sahasını 17 saniye boyunca ihlal edince” Türk uçakları tarafından düşürüldü[viii]. Putin yaptığı açıklamayla Türkiye’yi “terör” işbirlikçisi” ilan etmişti bile:
“Terör işbirlikçileri tarafından sırtımızdan bıçaklandık. Bugünkü trajik olayın, Rusya-Türkiye ilişkileri üzerinde ciddi sonuçları olacak”
Putin Türkiye’ye öfkeliydi:
“Türkiye, Rus uçağının düşürülmesinden sonra acilen Rusya’yla iletişim kurmak yerine, sanki uçağı Rusya düşürmüş gibi NATO’ya başvurdu[ix].”
Putin yeniden Türkiye sosyal medyasının gündemindeydi:
“Pezevenk putin elinden geleni ardına koyma şerefziz sonun geldi senin biz türkoglu türkük unutma pezevenk”
“köpekğibi yalvaracaksın boğaz kapatılınca ğemilerine putin piçi”
“Yavvvvşaaaakkkk Putinnn”
“Bu yine votkayı fazla kaçırmış bir türk kahvesi içsinde kendine gelsin”
“ Dua etsin müslümanlar bi gün moskovayı kuşatmasın”
PUTİN’İN GÜVENLİK KONSEYİ TOPLANTISI
Putin 21 Şubat günü TV ekranlarına çıkarak Donetsk Halk Cumhuriyeti (DHC) ve Luhansk Halk Cumhuriyetleri’ni (LHC) tanıma kararını onaylıyorum açıklamasını yaptı. Bu açıklamadan saatler önce Güvenlik Konseyi toplantısına katılmıştı. Ukrayna’yı yutabilecek bir savaş kararı için astlarının kolektif sorumluluğunu sağlama amaçlıydı toplantı. Kremlin’in sütunlu büyük salonundaki bir masada tek başına oturan Vladimir Putin, geniş parke zeminden gözlerini kaldırarak Güvenlik Konseyi’ne baktı.
Kendisiyle çelişecek veya fikirlerini tartışacak kimsenin olmadığına emindi Putin. Güvenlik Konseyi toplantısında tek başına oturuyordu, Konsey üyeleri başkanlarıyla olan komik mesafedeki koltuklarına gömülmüş azarlanmayı bekler gibiydiler. Batı karşıtı açıklamalarıyla tanınan, saldırgan bir dış istihbarat şefi olan Sergei Naryshkin “Donetsk ve Luhansk’ın Rusya’ya dahil edilmesini desteklerim” deyince bu cevabı Putin beğenmedi:
“Müzakere sürecini başlatmamızı mı öneriyorsunuz? Yoksa cumhuriyetlerin egemenliğini tanımak mı?”
Rusya istihbarat şefi kekeliyordu; “Luhansk ve Donetsk Halk Cumhuriyetlerinin Rusya’nın bir parçası olmasını” destekliyorum” dedi ama Putin bu cevabı da beğenmemişti; “Açık konuş!” diye uyardı ve sorusunun bu olmadığını, bu iki cumhuriyetin tanınması meselesi olduğunu söyledi. Naryshkin sonunda “Bu iki cumhuriyetin bağımsızlıklarının tanınmasını destekliyorum” dedi ve Putin’den teşekkürü kaparak kürsüden inebildi[x]. Aşağıdaki videoda ses tonlarını ve vücut dillerini gözlemenizi diliyorum.
Toplantı sonrası Putin’in açıklamaları ürkütücüydü: Ukrayna’nın “kukla bir rejime sahip, tarihsel olarak garanti edilmiş ve var olma hakkı olmayan bir ülke” olduğunu açıkladı. Putin konuşmasında Ukrayna’nın Sovyet devlet kuruculuğu pratiğinin hatalı bir sonucu olarak doğduğunu, Ukrayna’nın aslında Rusya olduğunu vurguladı.[xi]
Anlaşılan Rus oligarşisi, Ukrayna’nın Batı ekonomik sistemine entegre olmasından çok endişe etmiş durumda. Ukrayna gibi 41 milyon kişiden yapılmış bir pastanın, NATO gözetiminde Batı tarafından yalanıp yutulmasını Rus oligarklarının kabul etmeyeceği açıktır.
NATO
NATO üzerine uzun uzadıya yazmayı gereksiz buluyorum. İki kutuplu (SSCB ve ABD) bir dünyada, savaş olduğunda yoksul ülkelerin çocuklarını ateşe sürme örgütü olarak kuruldu NATO. SSCB’nin yıkılması sonrasında kendini yeniden yapılandırması zaman aldı, alıyor. Rusya oligarşisi, “Batının küresel sömürü düzenine” ayak uydurmakta zorlanıyor; çünkü sömürü enstrümanları birbiriyle uyumlu değil. Bu nedenle NATO’nun yeni misyonu, “Batı küresel sermayesini” doku uyuşmazlığı yaşadıkları Rusya’dan korumaya ve Ortadoğu’da çıkabilecek çatlak sesleri bastırmaya odaklanmış durumda.
UKRAYNA ATASÖZÜ
Bu yazının ilerleyen bölümlerinde bize lazım olacak bir Ukrayna atasözünü şuraya bırakıyorum:
“Rus dostun varsa, yastığının altından baltayı eksik etme.”
Birinci bölümün sonu…
İkinci bölümde Venezüella, Küba, Çin ve Kuzey Kore’nin Ukrayna’daki gelişmeler üzerindeki duruşlarını yazacağım. Çok yakında!
DİPNOTLAR VE KAYNAKLAR
[i] Oligarşinin üyesi ya da destekçisi olan kişi ya da grupları tanımlamak için “oligark” terimi kullanılmaktadır.
[ii] Ukrayna’yı Avrupa Birliği’ne uyumlu hale getirme taraftarları tarafından “Euromaidan” olarak tanımlanan toplumsal hareket.
[iii] Ukraine ceasefire agreement signed in Minsk: https://web.archive.org/web/20140907155843/http://www.cctv-america.com/2014/09/05/ukraine-ceasefire-agreement-signed-in-minsk
[iv] Kaynak: https://tr.wikipedia.org/wiki/Minsk_Protokolü
[v] Putin: Minsk Anlaşması Rusya, Donetsk ve Lugansk’ı tanımadan çok önce Kiev tarafından öldürüldü: https://tr.sputniknews.com/20220222/putin-donbass-cumhuriyetlerini-anayasalarinda-belirtilen-sinirlar-icerisinde-tanidik-1054131666.html
[vi] Sosyal medya mesajlarını düzeltme yapmadan paylaşıyorum.
[vii] Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin’in Troller Tarafından Bindirildiği 22 Şey, https://onedio.com/haber/rusya-devlet-baskani-vladimir-putin-in-troller-tarafindan-bindirildigi-seyler-631334
[viii] https://tr.wikipedia.org/wiki/2015_Rus_Suhoy_Su-24_uçağının_düşürülmesi
[ix] Putin çok ağır konuştu: Terör işbirlikçileri tarafından sırtımızdan bıçaklandık, Diken İnternet Gazetesi: https://www.diken.com.tr/putin-cok-agir-konustu-teror-isbirlikcileri-tarafindan-sirtimizdan-bicaklandik/
[x] Kaynak: der Freitag, Wer bricht hier Vereinbarungen?, 23.02.2022, https://www.freitag.de/autoren/the-guardian/ukraine-wladimir-putin-ringt-sicherheitsrat-bekenntnis-ab
[xi] Kaynak: Bianet, Putin: “Donetsk ve Luhansk Halk Cumhuriyetlerini tanıyoruz”. https://bianet.org/bianet/siyaset/258072-putin-donetsk-ve-luhansk-halk-cumhuriyetlerini-taniyoruz