18 Şubat 2021 tarihine ait iki fotoğrafın hikayesini yazdım. 85 yaşındaki ebeveynlerimi aşı için götürdüğüm hastanede çektim fotoğrafları. İzmir’de bulunan … Hastanesi[i].
Yukarıdaki fotoğraf aşı olmak için randevu alarak gelmiş 70 yaş üstü kişilerin oluşturduğu kuyruğa ait. Gelen kişiler önce hastane bahçesindeki bir vezneye nüfus cüzdanlarını vererek barkod alıyorlar. Bu barkodu alıp fotoğrafta gördüğünüz sıraya giriyorlar. Bekledikleri yer açık alanda, hava bulutlu ve 6 derece.
Benim orada olduğum süre içinde sıraya girenler yaklaşık 40 dakika bekliyorlardı. Aşı olma sırasının denetimi tümüyle vatandaşlara bırakılmıştı. Randevu alınırken verilen saat ve hangi numaralı aşı ünitesinde aşılanacaklarının hükmü yoktu. Bildiğimiz “kara düzen” usulde sıraya giriyorsunuz ve kapının önünde ara sıra beliren bir görevlinin “3 kişi gelsin” komutuyla sıranız geldiğinde içeri alınıyorsunuz. Aşı olmaya gelenlerden 2023’e gönderilen mesajın sonucu isteniyor ama aslında bu SMS işlemi olmadan da aşı uygulanabiliyor.
İçeri alınanlar aşı salonundan yarım boy paravanla ayrılmış giriş bölümündeki bankta bekliyorlar. Bu giriş bölümünde ne amaçla orada olduğu anlaşılmayan sedyeler bulunuyor. Belki fenalaşanların yatırılması için… Sedyelerden birine bir kedi uzanmış uyukluyor.
Aşı yapılan yer orta büyüklükte bir salon. Aşı olacaklar için üç koltuk yerleştirilmiş ama kayıt masası tek. Yani aşılama sürecinin hızını belirleyen faktör kayıt masası. Salonda, aşılamak için içeri alınan üç kişi, görevi ara sıra kapının önüne çıkıp “3 kişi gelsin” demek olan bir çalışan, aşı kayıt masasında ve aşı uygulamasında görev yapan 3-4 kişi bulunuyor. Girişte bekleyenleri de sayarsanız yaklaşık 10 kişi aynı havayı soluyor.
Orada bulunduğum kısa süre içinde iki olaya tanık oldum: İlki şu; aşı olmak için aile sağlığı merkezinde randevusu olan bir kadına aile hekimi, ilaç alerjisi nedeniyle aşıyı hastanede olmasını ve aynı gün içinde yeniden randevu almadan hastanede aşı olabileceğini söylemiş. Ama sıra kadına geldiğinde bilgisayar kaydında o gün için hastane randevusu olmadığı için aşı yapılması mümkün olmadığı ve yeniden randevu alması gerektiği söylenmiş. Aşı kayıt masasında çalışanlar, dakikalarca durumu kadına izah etmeye çalıştılar. Sonucunu öğrenemediğim ikinci olay ise şöyle: Kayıt masasına gelen bir kişi, annesini ticari taksiyle getirdiğini ama ileri yaştaki annesinin yürüyemediğini, aşının araçta yapılıp yapılamayacağını öğrenmeye çalışıyordu.
Kısa süren bir gözlemle içine girdiğim bir sağlık kurumunda çalışanların motivasyonlarını, çalışma şevklerini ve doğru sevk ve idare edilip edilmediklerini 34 yıllık hekimlik ve uzun yıllar süren sağlık yöneticiliği deneyimimle doğruya oldukça yakın olarak söyleyebileceğimi düşünüyorum. Orada geçirdiğim süre içindeki gözlemlerime dayanarak iddia edebilirim ki çalışma alanına, sağlık çalışanlarına hakim olan atmosfer, derin bir tükenmişlikten ibaretti. Bir cerrahi maske dışında koruyucu ekipman taşımayan, ortaya çıkan aksiliklerin gerilimini orada çalışanlara yöneltmeye hazır insanlarla didişmekten yorgun, iyi niyetlerinden başka “malzemeleri” kalmamış ve tükenmiş sağlık çalışanlarıydı gördüklerim.
Yönetemiyorsunuz
Yukarıda anlattığım tablo sadece bir hastaneye ait… Nedir, gözlemlediğim organizasyon hataları bir hastane yöneticisinin görevini savsaklaması ile açıklanamayacak kadar derin izler, özellikler taşıyor. Kanaatimce, izlediğim aşılama iş akış planlaması, ulusal aşılama politikasını aynen yansıtmaktadır. Kaldı ki sahada çalışan meslektaşlarımdan, sosyal medyada aşı olan veya olmaya çalışan kişilerin yaptığı paylaşımlardan, şimdiye kadar aşılandığı iddia edilen kişi sayısından, TTB’nin raporlarından ve hatta sedyenin kedisinden yola çıkarak tablonun bu anlattığımdan da kötü olduğunu söyleyebilirim.
Daha önce yazdım, bir daha yazıyorum: Kapitalizm ve küresel sömürü düzeni bu çaptaki pandemilere insan odaklı etkin politikalar üretemez. Çünkü pandemilerle etkili mücadele edilebilecek tüm enstrümanlar, kapitalizmin var olma sebeplerine aykırıdır. Yani, kapitalizm öldürür.
Dipnot
[i] Hastanenin adını yazmaktan imtina ediyorum. Bunun sebebi ise şu: Bu yazı boyunca anlattığım organizasyon garabetinin sebebinin küresel ve ulusal sağlık politikaları olduğu kanaatindeyim. Oysa deneyimlerime dayanarak söyleyebilirim, yerel sağlık yöneticileri bu garabetin tüm sorumluluğunu yönetsel karar yetkisi çok sınırlı sağlık görevlilerine fatura etmeye çalışacaklardır. Oysa sorun birkaç hekim, hemşire ve idari personelin hatalarının çok ötesinde.