Çarşamba, Nisan 24, 2024
spot_img

Rakamlarla Kadın

Rakamlar tüm toplumsal alanlarda karşı karşıya kaldıkları eşitsizliklere, maruz kaldıkları mobbing ve şiddete ve ayrımcılığa rağmen kadınların hala sevgiyi ve umudu öne çıkardıklarını gösteriyor

Nüfus

Resmi verilere göre Türkiye’de 42 milyona yakın kadın yaşıyor. Bu oran erkek nüfustan sadece binde bir oranında az (K%49,9- E%51,01).

Nufus DagilimiTabii bu genel rakam, ülkedeki her kentte ve her yaş aralığında kadın ve erkek nüfusun bu derece homojen olduğunu göstermiyor.  Doğuşta beklenen yaşam süresi kadınlarda 81 yaştan biraz fazla; erkeklerden de yaklaşık 4 yaş daha uzun.  Tabii bu doğuştan itibaren beklenen farklılık. Örneğin, 60 yaşındaki erkeğin ortalama 20,1 yıl daha yaşaması beklenirken kadının 23,9 yıl daha yaşaması bekleniyor. Nitekim 2020 rakamlarına Türkiye’de yaşayan 90 yaş ve üzeri 188 bin’e yakın insanın 137 bini kadınlar.

Eğitim

Ulusal Eğitim İstatistikleri Veri Tabanı sonuçlarına göre; 2008-2019 yılları arasında, 25 ve daha yukarı yaşta olan ve en az bir eğitim düzeyini tamamlayanların toplam nüfus içindeki oranının yıllar itibarıyla arttığı görülmektedir. En az bir eğitim düzeyini tamamlayan 25 ve daha yukarı yaştaki bireylerin toplam nüfus içindeki oranı, 2008 yılında %81,1 iken 2019 yılında %91,0 olmuştur. En az bir eğitim düzeyini tamamlayanların oranı cinsiyete göre incelendiğinde; 2008 yılında, kadınlarda %72,6, erkeklerde %89,8 olan bu oran, 2019 yılında sırasıyla %85,7 ve %96,4 olduğu görülmektedir. Bu rakam sevindirici olsa da Türkiye’de eğitimde fırsat eşitsizliği sınıfsal olduğu kadar cinsel ve etnik düzeyde de devam ettiğini not etmek gerekiyor.

Cinsiyete Gore Egitim Tamamlama Durumu min

Cinsiyete göre en az bir eğitim düzeyini tamamlayanların oranı (%), 2008-2019

Örneğin 2019 yılı verilerine göre Türkiye’de 25 yaş üzeri nüfusta ilkokula bitirenlerin oranı %91 civarında. Ama cinsiyete göre farklılaşamaya bakıldığına bu oran erkeklerde %96,4 kadınlarda ise %85,7 oranları görülmekte.

Resmi istatistikler, Türkiye genelinde 2019 verilerine göre 65 yaş üstü kadınlardan 1.070.639’u hiçbir şekilde okuma yazma bilmiyor. Yaş gurubu gençleştikçe rakamlar düşüyorsa da yine de oldukça yüksek; örneğin 2019 Türkiye’sinde 22-24 yaş arası 6.859 kadın da okuma yazma bilmediği görülüyor.

Ayrıca aşağıdaki tablolara dikkat edildiğinde evliliğin de kadınların eğitimleri üzerinde olumsuz etkisinin erkeklerin eğitimleri üzerine olumsuz etkisinden daha fazla olduğun da dikkat çekmektedir.

Kadinlarin Egitim Durumu min

Çalışma ve Yaşamı ve Meslek Edinme

Eğitimdeki eşitsizlikler meslek edinmede de eşitsizlikleri tetiklemektedir. Nitekim Türkiye’de görev yapmakta olan vali ve kaymakam sayılarına bakıldığında kadın vali sayısının en fazla 2016 2018 yıllarında olduğu, bu yıllardaki kadın vali sayısının dahi 3’ü geçmediği görülmektedir.

Hanehalkı işgücü araştırması sonuçlarına göre; 2019 yılında, Türkiye’de 15 ve daha yukarı yaştaki istihdam edilenlerin oranı %45,7 olup bu oran kadınlarda %28,7, erkeklerde ise %63,1 olmuştur.

En yüksek istihdam oranı, 2019 yılında %53,0 ile Tekirdağ, Edirne, Kırklareli bölgesinde gerçekleşti. En düşük istihdam oranı ise %30,0 ile Mardin, Batman, Şırnak, Siirt bölgesinde gerçekleşmiştir. En yüksek kadın istihdam oranı, %38,6 ile Trabzon, Ordu, Giresun, Rize, Artvin, Gümüşhane bölgesinde iken en yüksek erkek istihdam oranı, %71,3 ile Tekirdağ, Edirne, Kırklareli bölgesinde gerçekleşmiştir. En düşük istihdam oranı ise kadınlarda %12,4, erkeklerde %49,4 ile Mardin, Batman, Şırnak, Siirt bölgesinde oldu. İstatistikleri Kadınların çalışma hayatında kalma süresinin yani bir kişinin hayatı boyunca işgücü piyasasında aktif olması beklenen yıl sayısının 7 yılda 2,4 yıl arttığını göstermektedir.

Hanehalkı işgücü araştırması sonuçlarına göre; çalışma hayatında kalma süresi, 2013 yılında 15 ve daha yukarı yaştaki kadınlarda 16,7 yıl, erkeklerde 37,7 yıl iken 2019 yılında çalışma hayatında kalma süresi kadınlarda 19,1 yıl, erkeklerde 39,0 yıl olmuştur.

Calisma Yasaminda Kadinlar min

 

Hayata Bakış ve Umut

TUİK’in Yaşam Memnuniyeti Araştırması, çalışma yaşamında kadınların işyerleri ve iş ilişkilerindeki memnuniyet düzeylerinin erkeklerinkinden çok da büyük bir farklılık arz etmediğini göstermekte. İşyerinden çok memnun olanların genel düzeyi 2020 yılında %4,2dir bu rakam cinsiyetlere göre dağıtıldığında erkeklerin %4,4,’ünün, kadınlarında da %3,6’sının iş yerlerinden ve çalışma koşullarından çok memnun oldukları gözlenmektedir. Benze şekilde çalışanların yaklaşıl %23’ü iş ortamlarından hiç memnun değillerdir. Ki bu rakam da kadınlarda ortalamaya pek uzak olmayıp %26,6 düzeyindendir. Yine de kadınların iş ve çalışma yaşamlarında kadınlardan daha az memnun oldukları belirtilmelidir.

Hayata Bakis min

Kadınların iş yaşamında karşılaştıkları zorluk ve sorunlara yıllar itibariye göz atıldığında da şöyle bir tablo ile karşılaşılmaktadır.

Kadinlarin Is Yasaminda Karsilastigi Zorluklar min

Kadınların mutluluğun kaynağı olarak gördükleri kişi(ler) tüm aile bireyleridir (yaklaşık %70) Sadece kedini mutluğun kaynak kişisi olarak görenlerin oranları ile sadece %4’ler civarındadır. Kadınlar, bu konuda çocuklarına da önemli bir değer atfetmedirler. Mutluluğun kaynağı olan sosyal değerlerin başında ise sağlık gelmekte (70’e yakın) bu sevgi takip etmektedir.

Mutluluk Kaynagi min

Bu rakamlar tüm toplumsal alanlarda karşı karşıya kaldıkları eşitsizliklere, maruz kaldıkları mobbing ve şiddete ve ayrımcılığa rağmen kadınların hala sevgiyi ve umudu öne çıkardıklarının altını da çiziyor.

Tüm “insanlığın” 8 Mart Dünya Emekçi Kadınlar Günü kutlu olsun; kadınların mücadelesi daha eşit, adil, sömürüsüz bir dünyada yaşama azmimize “başka bir dünyayı” kurma gayretimize ışık olsun.

Keyifli pazarlar

Mete Kaan Kaynar Imza2

Bir Cevap Yazın

PAZAR PAZAR

Mete Kaan Kaynar
Akademisyen, Yazar
2,738BeğenenlerBeğen
28,707TakipçilerTakip Et
spot_img
[td_block_10 limit="6" custom_title="YAZARIN DİĞER YAZILARI" autors_id="22" block_template_id="td_block_template_6"]