Mart 2017’de Mukavemet Dergi’yi çıkarmaya karar verdiğimizde (hem de basılı olarak) neredeyse herkes “deli misiniz yoksa divane mi?” diye şaşkın gözlerle yüzümüze bakmıştı.
Biz de onlara ilk merhaba yazımızda:
“Kime ‘basılı bir dergi yapsak nasıl olur’ diye sorsak, gözlerini iri iri açarak verdiği yanıt buna benzer bişi oldu:
-Ama internet…
-Ama OHAL…
-Ama para…
-Ama yağmur…
-Ama çamur…
-Ama bıdı bıdı…
Sonuç?
Buyrun size Mukavemet!” diyerek meydan okumuştuk.
Sonuçta ne oldu?
Onlar haklı çıktı! ?
Hazırlayıp yayınlayamadığımız 10. sayıyı saymaz isek, basılı Mukavemet Dergi serüvenimiz 9 sayı sürmüş oldu.
Şimdi ise web üzerinden tekrar karşınızdayız.
Daha önce basılı derginin neredeyse hiçbir yazısı internet üzerinden yayınlanmadı. O yüzden şimdi bazen o yazıları gündeme denk düştükçe sizlerle paylaşacağız! Hatta kimi zaman geçmişten günümüze tartışma yaratmış, çeşitli açılardan bugün bile tartışılmayı hak eden çeşitli yerlerde yayınlanmış yazılara da yer vereceğiz.
*
Size zaman zaman buradan seslenmeye, yaptıklarımızı, yapamadıklarımızı, yapacaklarımızı, yapamayacaklarımızı duyurmaya çalışacağız.
Bu ilk “okura seslenişimizde”, basılı Mukavemet’in ilk sayısının merhabasında söylediklerimizi bir kez daha tekrar edelim:
Okuduğunuz “bu dergi, ‘durum kötü, napsak napsak?’ diye farklı farklı yörüngelerde dolaşıp duran bir avuç kadın ve erkeğin –biraz da tesadüfler eseri- bir ‘fikir istasyonunda’ buluşmasının ürünü.
Neredeyse derme çatma sayılabilecek çatımızın altında, güneş giren büyük pencerelerimiz var. Her bir rengi, her bir sesi büyük bir memnuniyetle içeriye buyur eden ardına kadar açık kapımız var.
Başınızı şöyle bir uzatsanız bizi hemen görebilirsiniz… Ah… Göremiyor musunuz?
Durun o vakit! Yolu tarif edelim!
Toplanan valizlerin üzerinden zarifçe atlayın, köşede bekleyen korkuyu geçin, karamsarlığı sağınıza alın, umut solunuzda kalsın, hah, şimdi mukavemetin tam ortasında buluştuk!
Güzel değil mi? Kesinlikle…
İşte ‘siz biraz biz’, ‘biz biraz siz…’
İşte bu yüzden Mukavemet’i birlikte inşa etmeye çağrıdır her merhabamız!
*
Evet, aradan geçen onca zamana rağmen, ne dünyada ne de ülkemizde gündem pek fazla değişmedi. (2020 yılının hızlandırılmış felaketler yılı olarak üzerimize gelişini saymazsak tabi)
Aksine, geçen zamanda sanki her şey biraz daha kötüye gitti.
O Adile Naşitli, Kemal Sunallı, çay güzellemeli, gülmenin devrimci eylem sayıldığı, her şeyin güzel olacağı varsayılan o “neşeli” günler, sanki artık (biraz) gerilerde kaldı.
Kapitalizm ve iktidarın yıkıcı acımasızlığı karşısında bütün o naif, yaldızlı ve tumturaklı sözler adeta tuzla buz oluyor.
Sosyalizmi hedeflemeyen stratejik bir mücadele ve örgütlenme perspektifi ile eyleme dönüşemeyen her söz boşlukta yitip gidiyor. Sokağın sesini çoğaltmaksızın kurtuluşu sadece sandıktan çıkacak tavşanda arayan bir muhalefet, (seçim kazanmak uğruna) giderek iktidarın aynadaki yansıması haline dönüşüyor.
İşte bu koşullarda, “mücadele içerisinde yenilenmiş sosyalist/devrimci fikir ve örgütlenmeler yaratma mücadelesine bilinçli, örgütlü bir biriktirme süreci ile müdahale” edilmesine mütevazı bir katkı sunabilmek için mukavemet.org yayına başladı.
Ve Mukavemet olarak,
“Bugün gezegeni ve insanlığı yok oluşa sürükleyen kapitalizme ve her türlü baskıcı, otoriter, tek tipleştirici saldırıya karşı mücadele edilmesi ve örgütlenilmesi temel siyasi hedefini merkeze alan, bir yanıyla karşı karşıya olunan devasa ideolojik-teorik sorunlara kolektif yanıtlar aramaya, diğer yanıyla ülke ve dünya siyaset gündemine sosyalizm perspektifi ile müdahil olmaya ve kapitalizm karşıtı toplumsal/sosyal mücadeleleri geliştirmeye, büyütmeye çalışan yeni bir sosyalist/devrimci odağa ihtiyaç” olduğunu düşünüyoruz.
“Bugün, bizler, her geçen gün büyüyen karanlık ile böylesi bir anlayışla mücadele edecek sosyalist/devrimci bir odağın yaratılabilmesi için, (ortak sorulara ortak yanıtlar arayabileceğimiz) herkesle yan yana gelmeyi, birlikte örgütlenmeyi ve mücadele etmeyi önümüzdeki tek seçenek olarak görüyoruz.”
Mukavemet’e devam…
*
mukavemet.org site haritası ise (sitenin altında bulunuyor ama yine de buradan da paylaşalım) şu şekilde:
Ana sayfamızdaki başlıklarımız Yeni Türkü’nün de Sesler, Yüzler, Sokaklar Murathan Mungan’ın yazdığı aynı adı taşıyan şiirinden esinlenilmiştir:
taş baskısı bir plakta
yorgun bir ses cızırdar
küflü sayfalarında bir albümün
gülümser o soluk fotoğraflar
kıvrılırken bir kentin alanına
tutunur geçmiş yıllarına
tutunur anılarına
ince uzun duvarlar
kaç hayat yaşadınız söyleyin
sesler yüzler sokaklar
yankısı kalmadı seslerin odalarımızda
sahipleri çoktan öldü fotoğrafların
adımlarımızdan yoruldu yollar
kaç hayat yaşadınız söyleyin
sesler yüzler sokaklar
şarkısını yitirmiş sesler
gençliğini yitirmiş yüzler
evlerini yitirmiş sokaklar
kaç hayat yaşayacaklar daha?
daha kaç hayat yaşayacaklar?
unutulur mu yoksa bir gün
sesler yüzler sokaklar
bunca yaşamışlıktan sonra
hiç unutulmayacaklar
hiç unutulmayacaklar…
Sesler, Yazarlarımızın, Çevirilerle başkaca dillerin, Podcast ile fikirlerin sesini duyurmak içindir.
Yüzler, Tarihten anımsatmalar, Video, Foto Galeriler ve söyleşiler ile dünya hallerinin suretini başka bir açıdan göstermek içindir.
Sokaklar, Dünyadan ve Türkiye’den sokakta mukavemete dair ne varsa bildirmek içindir.
Mukavemet alt başlıkları ise şöyledir:
Toplumsol, toplumsal hayata soldan bakarak hazırlanan yazılar, söyleşiler ve derlemeler… Sol’un toplumda yükselmesi için topluma ve sola dair her şey.
Direnemek, Dünyada ve ülkemizde emek için emekten yana meselelerin, sınıf hareketinin örgütlenme bahsinin mecrası.
Siyaset Meclisi, Siyasetin, yönetenlerin egemenliğinden kurtulması ve bütün ezilen, dışlananların sözü haline gelmesi için.
Birikimhane, Sanat, tarih, felsefe, kültürel alanda insana dair ne varsa… Geçmişten bugüne, bugünden yarına bir köprü kurmaya biriktirir.
DDT, Devrimci Düşünce Topluluğu’nun kısaltması… Dünyayı anlamak ve değiştirmek için!
DOSYA, Spesifik başlıklara dair çoklu bakış açısıyla fikir sergisi sunan, en nihayetinde bütüne dair bir önermede bulunan söyleşi, görüş, yazı, çeviri vb. çalışmalar bu tuşun altındadır!
*
Ve gelelim çağrımıza…
Yayın içeriğini zenginleştirmek için her türlü yazı, çizi, çeviri, yorum, öneri ve eleştirileriniz için:
Bir sonraki seslenişe kadar Mukavemet’te kalın!