Perşembe, Aralık 12, 2024
spot_img

Daha Güçlü Korkmuyoruz

Görünen odur ki, bu koşullarda barikatları çoğalmaktan hak mücadelelerini yükseltmekten inadı ve ısrarı devam ettirmekten ve daha yüksek sesle KORKMUYORUZ! diye bağırmaktan başka çaremiz yoktur

Siyasi iktidar her koşulda hak hukuk adalet arayanlara karşı, elinde bulunan tüm araçları kullanıyor. Baskı, yıldırma, korkutma, göz altı, tutuklama ne varsa elinde kullanarak herkesi kendisine biat ettirme  stratejisi uyguluyor.

Siyasi iktidarın bu yaklaşımına karşı son yıllarda irili ufaklı ama inat ve kararlılıkla neredeyse tüm iş kollarında işçilerin, KHK’lıların, EYT’lilerin, köylülerin, çevrecilerin hak mücadeleleri önemli bir karşı duruşu ifade ediyor. Ciddi bir gerileme yaşayan öğrenci hareketi ve akademi, Boğaziçi Üniversitesi’ne atanan kayyum rektöre karşı mukavemete geçince tüm muhalif kesimlerin de desteğini alarak neredeyse son yılların en büyük mücadele deneyimlerinden birini yarattı.

Bu mücadeleye karşı Devlet tüm gücüyle hücum ediyor. Tüm kurumları ile bu süreci bastırmaya ve ortaya çıkan tüm toplumsal tepkileri (faşizmin bilinen tüm yöntemlerini kalıcılaştırarak) iktidarını kalıcı kılmanın koşullarını yaratmak için ezmeye çalışıyor.

Yaklaşık bir yılı bulan pandemi koşullarında, üretim ve hizmet zincirlerini kesintisiz uygulayan sermayeye her türlü teşvik ve olanağı sunan iktidar milyonlarca işçiyi önce 1100 TL’ye şimdi de 1400 TL’ye mahkum ederken bu sürece itiraz edenleri de 4857 sayılı İş Kanunu’nun 25/2 maddesini (KOD 29) uygulayarak açlıkla terbiye etmeye çalışıyor.

Binlerce küçük esnafı ve ailelerini de açlığa mahkum ediyor.

Asgari ücrete %21.5 zam yapan iktidar milyonlarca emekliye %8 gibi bir ücret artışı ile alım gücü iyice düşürülmüş bir yaşamı zorunlu kılıyor.

Bir taraftan her şeye rağmen direnişler tepkiler protestolar gündeme getirilirken diğer yandan tüm bu olumsuzlukları bir program dâhilinde derleyip toparlayacak merkezileştirip ortak bir noktaya seferber edecek gerçek bir muhalefet hareketi  ortaya çıkamıyor. Kısmen varmış gibi görebileceğimiz  muhalefet ise saldırılardan tutuklamalardan hukuksuzca yargılanmalardan kafasını kaldıramadığı gibi mücadele eksenini de bir türlü bulamıyor.

Görünen odur ki, bu koşullarda barikatları çoğalmaktan hak mücadelelerini yükseltmekten inadı ve ısrarı  devam ettirmekten ve daha yüksek sesle KORKMUYORUZ! diye bağırmaktan başka çaremiz yoktur.

Bir Cevap Yazın

[td_block_10 autors_id="8" custom_title="YAZARIN DİĞER YAZILARI" limit="6"]
Kamil Kartal
Sendika Uzmanı
[td_block_social_counter style="style8 td-social-boxed td-social-font-icons" twitter="kamilkartal" tdc_css="eyJhbGwiOnsibWFyZ2luLWJvdHRvbSI6IjMwIiwiZGlzcGxheSI6IiJ9fQ==" facebook="kamil.kartal1" open_in_new_window="y" manual_count_facebook="1367" instagram="omerkamilkartal" manual_count_instagram="966" block_template_id="td_block_template_1"]

Mukavemet Sözlük – Demokrasi

Mukavemet Sözlük'e hoş geldiniz! Kavramları filozofların aklından, felsefi tanımlamaları ile dinlemek ister misiniz?  O halde kulak verin: Demokrasi nedir? “Demokrasi, soyut olarak "vatandaşlar arasında eşitlik ve...

Fırtına Öncesi Sessizlik

Emekçiler pandemi süreci ile adeta fırtınalı bir denizin taşlarını kıyıya savurması gibi yaşamın dışına atılmaya devam ediyor. Bu sürece önemli ölçüde hazırlıksız yakalanan sendikalar...

İki Asgari Ücrete Bir Can

cumartesi günü SOL Parti’nin Amasra’da öldürülen maden işçilerini anmak, ve ‘kaza değil cinayet’ demek için düzenlediği basın açıklaması vardı… kendi aracıyla giden bir arkadaşım...

İnsanlık/İnsanlaşma Savaşı

toplum içinde yaşamanın, toplumsal bir varlık olmanın, hatta var olmanın koşullarını çoğu kez toplum dediğimiz ‘kalabalık’ belirliyor. bu belirleme bir anda gerçekleşmediği gibi, gerçekleştiği...